Düzenin Korunması Hakkında KanunTürkiye Büyük Millet Meclisi’nin 4 Mart 1925 tarihinde çıkardığı bir kanundur. Bu kanunla hükümete olağanüstü yetkiler verilmiş ve İstiklal Mahkemeleri kurulmuştur.
Kanunun kabulü
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonraki bazı gelişmeler, kanunun kabulüne giden süreçte etkili olmuştur. Bu gelişmelerden biri de 1924 yılında Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın kurulmasıdır. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, cumhuriyet rejimine ve Atatürk devrimlerine karşı muhalif bir tutum sergilemiştir. Bir diğer gelişme ise 1925 yılında Şeyh Sait İsyanı’dır. Şeyh Sait İsyanı, Doğu Anadolu Bölgesi’nde yaşayan Kürt aşiretlerinin lideri olan Şeyh Sait’in önderliğinde çıkan bir isyandır. İsyan, cumhuriyet rejimine ve Atatürk devrimlerine yönelik bir tehdit olarak görülmüştür. Bu gelişmeler karşısında hükümet, iç güvenliği sağlamak ve cumhuriyet rejimini korumak için olağanüstü önlemler alma gereğini hissetmiştir. Bu doğrultuda 4 Mart 1925’te Takrir-i Sükûn Kanunu kabul edilmiştir.
Yasanın içeriği
Takrir-i Sükûn Kanunu 19 maddeden oluşmaktadır. Kanunun ana hükümleri şöyledir: Hükümet, iç güvenliğin sağlanması için gerekli gördüğü tedbirleri almaya yetkilidir. İstiklal Mahkemeleri kuruldu. İstiklal Mahkemeleri siyasi suçlara bakmakla görevli özel mahkemelerdir. İstiklal Mahkemelerinin kararları kesindir ve temyiz edilemez. İstiklal Mahkemelerinde yargılanan kişilere ağır cezalar verilebiliyor.
Yasanın etkileri
Takrir-i Sükûn Kanunu, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde önemli bir dönüm noktası olmuştur. Bu kanunla hükümete geniş yetkiler verilmiş ve İstiklal Mahkemeleri kurulmuştur. İstiklal Mahkemeleri 1925-1929 yılları arasında faaliyet göstermiş ve bu süre zarfında binlerce kişi yargılanmıştır. Takrir-i Sükûn Kanunu’nun etkilerini siyasi ve sosyal olmak üzere iki açıdan incelemek mümkündür.
Siyasi çıkarımlar
Takrir-i Sükûn Kanunu muhalefetin siyasi arenadaki etkisini azalttı. Bu kanunla Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kapatıldı ve muhalif gazeteciler tutuklandı. Sonuç olarak muhalefetin cumhuriyet rejimine karşı sesi kısılmaya başlandı.
Sosyal etkiler
Takrir-i Sükûn Kanunu sosyal alanda da bazı değişikliklere yol açtı. Bu kanunla Şeyh Sait İsyanı bastırılmış ve Doğu Anadolu Bölgesi’nde cumhuriyet rejiminin egemenliği sağlanmıştır. Ancak İstiklal Mahkemelerinin verdiği ağır cezalar halkta korku ve baskı ortamı yarattı.
Takrir-i Sükun Kanununa Yönelik Eleştiriler
Takrir-i Sükûn Kanunu çeşitli eleştirilere maruz kalmıştır. Bu eleştirilerden bazıları şöyle: Kanun, cumhuriyet rejiminin temel ilkelerinden biri olan hukukun üstünlüğü ilkesine aykırıdır. Kanun muhalefetin etkisini azaltmak ve cumhuriyet rejimini korumak için bir araç olarak kullanıldı. Kanun toplumsal alanda bir baskı ortamı yaratmıştır.
Takrir-i Sükûn Kanununun yürürlükten kaldırılması
Takrir-i Sükûn Kanunu 1929’da kaldırıldı. Kanun kaldırılırken gerekçe olarak “cumhuriyetin kurulduğu ve iç güvenliğin sağlandığı” gösterildi. Takrir-i Sükûn Kanunu, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde önemli bir dönüm noktası olmuştur. Bu kanunla hükümete geniş yetkiler verilmiş ve İstiklal Mahkemeleri kurulmuştur. İstiklal Mahkemeleri 1925-1929 yılları arasında faaliyet göstermiş ve bu dönemde binlerce kişi yargılanmıştır. Takrir-i Sükûn Kanunu’nun etkilerini siyasi ve sosyal olmak üzere iki açıdan incelemek mümkündür.
Sonuç olarak Takrir-i Sükûn Kanunu, cumhuriyet rejiminin korunması ve iç güvenliğin sağlanmasında önemli bir rol oynamıştır. Ancak bu kanunun cumhuriyet rejiminin temel ilkelerinden biri olan hukukun üstünlüğü ilkesine aykırı olduğu ve muhalefetin etkisini azaltma aracı olarak kullanıldığı yönünde eleştiriler de gelmiştir.
Bir yanıt bırakın