yüksek ne demek?
İngilizce “high” kelimesi Türkçe’de “yüksek” anlamına gelir. Ancak günlük konuşmada ve bazı özel alanlarda farklı anlamlarda da kullanılır.
Ortak anlamlar
Fiziksel olarak yüksek bir yerde olmak. Bir nesnenin veya varlığın büyüklük veya nicelik olarak büyük olması. Bir şeyin değeri veya önemi bakımından yüksek olmak. Bir şeyin niceliğinden fazla olmak.
Örnekler:
Dağ çok yüksektir. Bina beş katlıdır. Altının fiyatı çok yüksek. Yapacak çok işim var. Çok kafam iyi.
Özel anlamlar
Uyuşturucu veya alkolün etkisi altında olmak. Dikkatli ve uyanık olmak. Çok mutlu ve heyecanlı olmak. Çok yetenekli veya başarılı olmak.
Örnekler:
Uyuşturucu bağımlısıydı. Polis onu yüksekte giderken yakaladı. Hayattan çok keyif alıyorum. O çok güçlü bir avukat.
Türkçe’de “yüksek” kelimesinin eşanlamlıları
Yüksek Büyük Önemli Değerli Çok Uyanık Uyanık Mutlu Heyecanlı Yetenekli Başarılı
yüksek kelimesinin kullanım örnekleri
Fizik:
Dünyanın en yüksek dağı Everest Dağı’dır. Yağmurdan sonra su seviyesi yüksektir.
Miktar:
Kaliteli bir araba aldım. (Kaliteli bir araba aldım.) Şehrin nüfusu fazladır. (Şehrin nüfusu fazladır.)
Değer:
Doların değeri yüksek. Şehirde yaşam maliyeti yüksektir.
Önem:
Eğitim hükümet için yüksek bir önceliktir. Sağlık benim için çok yüksek bir değerdir.
İlaçlar:
Uyuşturucu bağımlısı. O her zaman yüksektedir. (Uyuşturucu bağımlısı. Her zaman uyuşturucunun etkisi altında.)
Dikkatlice:
Karşıdan karşıya geçerken dikkatli olun. Trafik yoğun.
Mutlu:
Piyangoyu kazandıktan sonra çok mutlu oldu.
Heyecanlı:
Bu geceki konserden dolayı çok heyecanlıyım.
Yetenekli:
O çok başarılı bir öğrencidir. (Çok başarılı bir öğrencidir.)
Başarılı:
O, güçlü bir iş kadını.
Sonuç olarak, “yüksek” kelimesi Türkçede hem genel hem de özel anlamlarda kullanılan çok yönlü bir kelimedir. Nasıl kullanıldığına bağlı olarak farklı anlamları olabilir.
Bir yanıt bırakın